Yollarda Kaybolmadan

yollarda-3Hastaneye getirildiğinde bilinci kapalıydı. Geçirdiği beyin kanaması nedeniyle yoğun bakıma alınmıştı. Kritik saatler yaşanıyordu. Hanımı ve çocukları yoğun bakımın kapısından ayrılmıyor, kapı her açıldığında ayağa kalkıp soran gözlerle yaklaşıyor sonra susup oturuyorlardı. Anneleri ara sıra çocuklarına sarılıyor, en küçükleri olan kumral kız çocuğu annesini bırakmadan sessizce ağlıyordu. Ara sıra ayağa kalkan yetişkin iki oğlu ise gözyaşlarını gizlemek için camdan dışarı bakıp iç çekiyordu. Yaşanan kritik saatlerin ve söyleyecek söz bulamamanın endişesi ile yoğun bakım çalışanları gerekmedikçe dışarı çıkmamayı tercih ediyor, çıkanlarsa hızlı adımlarla gözen kayboluyordu. Benzer durumdaki hastalar için deneyimlerimiz pek olumlu olmasa da moralimizi yüksek tutmaya çalışıyorduk.
Riskli bir ameliyat ile hastanın sağ kalma şansı arttırılabilirdi. Ancak ameliyat kararını verebilmek için riskleri anlatıp ailesinden onay almak gerekiyordu. Hastanın ameliyat masasında hayatını yitirme olasılığı yanı sıra bitkisel hayatta kalma olasılığı da yüksekti. Şefimiz aileyi odasına çağırıp bilgi verdi. Yine aynı sorgu dolu gözlerle biraz da sabırsızlanarak sessizce dinlediler. Planlanan ameliyatın yüksek risklerini, sağ çıkamayabileceğini, yoğun bakım şartlarında solunum cihazına bağlı olarak yaşatabileceğimizi ancak beyin hasarının kalıcı hale gelerek bilincin geri dönmeme olasılığının yüksek olduğunu anlatıp ameliyat için onay verip vermeyeceklerini sordu. Ameliyat sırasında veya sonrasında beyin ölümü gerçekleştiği takdirde organ naklinin de gündeme gelebileceğini vurguladı.
Kızları organ nakli sözlerini duyunca annesine daha da sıkı sarılıp hıçkırarak ağlamaya başladı. Oğulları birbirilerine bakıp ikisi de böylesine riskli bir ameliyatı istemediklerini, bitkisel hayatta bile kalsa babalarını sağ görmek istediklerini söylediler. O ana kadar sessizce metanetle konuşmaları dinleyen anne eliyle oğullarını susturdu.

-       25 yıllık kocamın, çocuklarımın babasının hayatı hakkında karar vermemizi istiyorsunuz, doktor bey. Allah göstermesin ama, içerideki sizin yakınınız olsaydı ne karar verirdiniz?

-      Anlıyorum. Bu çok zor bir karar. Ameliyat yapılacaksa bir kaç saat içinde başlamamız gerekiyor. Yoksa ameliyat şansını da yitireceğiz. Benim yakınım olsaydı bilinci kapalı hatta bitkisel hayatta kalma ihtimalini de göz önüne alarak az da olsa kurtulabilme şansını vermeyi düşünür, ameliyat yapılmasını isterdim sanırım. Ama dediğim gibi bu çok zor bir karar. Ameliyatın riski çok yüksek. Bu halde kalıp yaşamasındansa tedavi şansı vermek veya hastamızı kaybetmek arasında tercih yapmak gerçekten çok acımasızca bir seçim.

yollarda-2Kadın çocuklarına baktı. Kızı ağlamayı sürdürüyordu. Başörtüsünü açıp düzeltip tekrar bağladı. Sonra kararlı ve tok bir sesle “ O zaman ameliyata onay veriyor sorumluluğu üzerime alıyorum. Bana onu geri getirin, doktor bey” dedi. Oğulları ayağa kalkıp annelerinin kararına itiraz ettiler. Babaları ölürse sorumlu olacağını söylediler. Her ikisi itirazlarını dile getirirken ağlamaya başlamışlardı. Anne kararlı görünüyor oğullarına bakmıyordu. Hocamız gereken evrakı imzalattıktan sonra ameliyat hazırlıklarını başlattı. Ameliyat sırasında kan gerekeceğini belirterek hastamızın oğullarının eline verdiği kan istek belgesi ile hastanenin kan bankasına yönlendirdi. Kadın odadan çıkmadan hocamızın yanına gitti, ellerini tutup “onu bana geri getirin, doktor bey” dedi. İlk kez ağlarken görüyorduk. Şefimiz sakinleştirmek için biraz konuşturmaya çalıştı. Kadın arada göz yaşlarını silerek bunca yıllık eşinin kamyon şoförlüğü yaptığını hayatının yollarda geçtiğini hep uzaklarda olduğunu anlatıp çocuklarına pek babalık yapamadığından yakındı.

-      Oğullarıma kızmıyorum. Ne de olsa onlar babasız büyüdüler. Babalarını çok severler ama o hep uzaklardaydı. İhtiyaç duyduğu zamanlar hep yollardaydı babaları. Ne okula başladıklarını görebildi ne de karne aldıkları günler yanlarındaydı. Hep yollarda hep uzaklardaydı.

-      Sizin için de çok zor olmuş olmalı.

-      Başlangıçta ona çok kızıyordum, doktor bey. “Madem böyle bir işin vardı, neden evlendin, neden çocuk istedin, hayatımızı kararttın” diye ona çok söylendim. Bencillikle suçladım. Bir ara evi terk etmeye bile kalktım.

-      O ne yaptı?

-      Hiç bir şey söylemez, pek konuşmazdı. Evi terk etmeye kalktığım akşam diz çöküp ağlayarak özür diledi. Hayatının yollarda geçtiğini. Her gün bir başka şehirde olup sonra tekrar yola koyulduğunu. Yalnız ve hep yollarda olmak yüzünden kaybolmaktan korkup evlendiğini söyledi. Dönüp geleceği, kök salacağı bir yer olması gerektiği için evlenip çocuk sahibi olduğunu yollarda kaybolma hissini ancak böyle hafifletebildiğini anlattı. Gitmemem için yalvardı. Nereye giderse gitsin hep eve geri döndüğünü bunun onu hayatta tuttuğunu söyledi. Onu terk edemedim.

-      Peki ya çocuklarınız. Onlar da böyle mi düşünüyor?

Eteğine sarılan kızına sevgiyle baktı. Saçlarını okşadı.

-      Onların karar vermesi için erken. Onlar babalarına her zaman uzak oldular ve bu yüzden kırgın ve öfkeliler. Bugün babalarını anlamalarını beklemiyorum. Ama onun sayesinde okuyup meslek sahibi oldular. Bizimki baba olarak hayatlarında önemli bir yer edinemedi ama onları eğitimsiz de bırakmadı. Kendi gibi olsunlar istemedi. Gün gelir anlar affederler umarım.

yollarda-1

Şefimiz yanına gelip sırtını sıvazladı. Ameliyatın risklerini tekrar hatırlatıp elinden geleni yapacağını söyledi. Kadın kararlı gözlerle şefimize bakıp ?O yollardaydı ama hep geri döndü, doktor bey. Şimdi yine bir yolculukta ve biliyorum o yine ne yapıp edip bana geri dönecek. Bu halde bırakırsam bitkisel hayatta kalıp hiç geri dönemeyecek, yollarda kaybolacak. Onu böyle bırakamam. Ne olur yardım edin. O hep bana döndü, yine dönecek.? dedi. Kızına sarılıp odadan çıktılar.
Zor bir ameliyat oldu. Hastamıza bu son yolculuğunu tamamlayıp yollarda kaybolmadan evine dönebilme fırsatını zor da olsa verebilmiş bilincini geri getirebilmiştik. Eskisi kadar sağlıklı olmasa da ailesi ile birlikte geçireceği uzun bir emeklilik ve rehabilitasyon dönemi bekliyordu, onları.

Dr. Mehmet Uhri

5 Responses to “Yollarda Kaybolmadan”

  1. Ümit ÇETİNAY diyor ki:

    Sevgili Mehmet …
    Büyükkeyifin bana en büyük hediyelerinden biridir senin yazılarını paylaşmak.. Sanalda olsa gerçek hayatı birlikte yaşayarak ve senin sayende yaşayarak yaşamın insani değerlerini anımsayarak kendimize kaybolmaya yüz tutan ve hepimizi etkisi altına alan insan olmanın değerini anlamayı hatırlıyoruz…

    Ellerine ve yüreğine sağlık……

    En kısa zamanda görüşmek üzere..

  2. Mehmet Uhri diyor ki:

    Teşekkürler sevgili Ümit,
    Hayatların giderek birbirine benzediği günümüzde, öznelliğin kayboluşuyla üzerimizde kostüm gibi duran hayatların ardındaki insanı görünür kılma çabamda beni yalnız bırakmadığın için teşekkürler.
    Dostluk ve sevgi ile…
    muhri

  3. Naile diyor ki:

    Sevgili Mehmet, çoğu kez maillerime haftalarca bakmadığım oluyor ve senden gelen yazıları o nedenle gecikmeli okuyorum ama ne çok şey kaçırdığımı fark ederek üzülüyorum o zaman da…
    İnsan olmak ve bu boyutta yaşamak başka bir şey, sık sık bu hatırlatmalara ihtiyacımız var hayata tutunabilmek için de.. tekrar teşekkürler

  4. ebru keleş diyor ki:

    Çok değerli yazılarınızı bir arkadaşımın paylaşımı sayesinde keşfettim. Böyle anlamlı konuları dile getirdiğiniz için size de arkadaşıma da çoook teşekkürler. Kimsenin hayatın yollarında kaybolmayıp sevdiklerimizin çıktıkları yolda yine (sıkıntısız) bize geri dönmesi dileğiyle…

  5. Mehmet Uhri diyor ki:

    Duyarlığınız ve içten dilekleriniz için teşekkürler Ebu Hanım. Hayatınıza anlam kırıntısı katabildiysem ne mutlu bana…
    Dostlukla
    M. Uhri

Leave a Reply