Vietnam Kamboçya Laos notları -6

smwh9501

SIFIRI TÜKETMEK

Gezginler için gidilen coğrafya, insanlar ve kültür pek çok şey anlatıyor olsa da gerçek gezginlik sanırım biraz kendine doğru da yolculuk yapmayı gerektiriyor.

Kendinden uzaklaşıp başka bir kültür veya dünyadan kendine bakabilme, başka gözle kendini tanıma çabası da gezginliğin önemli bir parçası olmalı diye düşünenlerdenim.

Hal böyle olunca gezilen ülkeye dair gezginlere sunulan ve göz önünde olanlarla yetinmek çoğu kez yeterli gelmiyor.

Gezginin tutkusu, görünenin ardını ve hatta orada olması gerekirken olmayanları da araştırmaya yönelebiliyor.

İyi de oluyor…

Vietnam özelinden Güneydoğu Asya’ya bakıldığında kalabalık ve hareketli nüfus, geri kalmışlığını terk etmeye hazırlanan dinamik ve gayretli ekonomi, olanca fakirliğe karşın doğanın bahşettikleri sayesinde kıtlık ve açlık yaşanmayan bir coğrafya görünüyor.

Göz önünde olanlar kabaca böyle.

Batının modern ve biraz da üstenci bakışıyla görünen bu olsa da bölgenin büyük şehirlerindeki yaşam biçimlerinin ayrıntıda Batıdakiler gibi olmadığı da dikkat çekiyor.

Şehirler doğa ile mücadele ederek doğaya rağmen kurulmayıp günlük hayatı içine alacak biçimde doğa dostu biçimde inşa edilmiş görünüyor.

Bölgeye hayat veren akarsuları kirletmek veya endüstriyel tarıma açmak yerine olduğu haliyle suyun getirdiği doğaya uyum göstermeye özen gösteriyorlar.

Doğayı, suyu araçsallaştırmaya çalışmıyorlar.

Ne kadar gelişirlerse gelişsinler doğayı kendileri için bir engel veya evcilleştirilmesi gereken yaşamsal unsur olarak gören Batı düşüncesinin tersine ona uyum göstermeye çalışmaktan vaz geçmiyorlar.

Üstelik doğa ile barışık bu “farklı” yaşam biçimini sanayi toplumlarında görmeye alıştığımız şekliyle her fırsatta insanın doğaya karşı zaferi diye borazanla duyurmaya, propagandasını yapmaya da gerek görmüyorlar.

Gören veya az çok hissedenlere sezdirmekle yetiniyor kendi doğrularını kimseye dayatmıyor, yanlışta ısrar edenlere cevap bile vermiyorlar.

Batının analiz ve senteze dayanan ve neden sonuç ilişkisi içinde parçalı ilerleyen düalist bakış açısının Vietnam özelinden bakıldığında günlük hayatı anlamada işe yaramadığından, kısaca başka türlü bir hayattan söz ediyorum.

O coğrafyada hayata bütüncül bakan farklı bir hayat yaşanıyor.

Dini öğretilerinde de hayatı doğal akış veya süreç olarak görme, hayat ağacı gibi okuma eğilimi bölge insanını mücadeleci olmaktan çok barışçıl olmaya yönlendirmiş gibi görünüyor.

vuqc0234

Bu durumu, hayatı parçalara ayırıp her aşamasını yönetmeye çalışan bizler gibi mücadeleye yatkın olanların anlaması hiç kolay değil.

Ne de olsa bizlere ekmeğin aslanın ağzında olduğu öğretildi.

Halbuki, hiç de öyle değilmiş.

Bölgeyi istila ederek kendi yaşam biçimini dayatan sömürgecilerin o faydacı aklına direnç gösterip, kendi yaşam biçiminde kalmaya ısrar etmiş olmaları da aynı bakış açısının ürünü olarak okunabilir.

İşte tam da bu nedenle Vietnam Kamboçya Laos gezginleri için sözünü ettiğim özgün yaşam biçimini anlamada görünenlerin ardına ve hatta göz önünde olmayanlara bakmak gerekiyor.

Söz gelimi sıfır kavramını bizim kullandığımız gibi kullanmıyorlar.

Daha doğrusu günlük hayatta sıfırdan uzak duruyorlar.

Binalarda zemin veya sıfırıncı kat yok.

Katları numaralamaya birinci kattan başlıyorlar. Sıfırın o gizemli başlangıç veya bitiş mesajını hayatın dışında tutmaya özen gösteriyorlar.

Başlangıçta önemsiz görünen bu ayrıntı kavramsal olarak sıfıra baktığımızda bizlere çok şey anlatıyor.

Sıfır nedir?

Matematiksel anlamını bir kenara bırakırsak kavramsal olarak “hiçliğin varlığı” gibi bir tanım yapılabilir.

Sıfır bizler gibi analitik düşünmeye yatkınlar için başlangıç veya sonu ifade etmede işleri hayli kolaylaştırıyor olsa da kavramsal olarak hep itici bulunmuştur.

Çünkü, sıfır bir duraklama noktasıdır.

Sıfırın varlığı akışta bir an için de olsa duraklamadır.

Bu haliyle ataletsizlik hatta ölüm ile ilişkilendirilmektedir.

Halbuki doğada esas olan akıştır, değişim ve dönüşümdür.

Doğal olan ise neden/sonuç, fayda/zarar, özne/nesne gibi pencerelerden görmeye çabaladığımız kesintiler değil hayatın sadece bir akış olduğu gerçeğidir.

Sıfır yerine “bir” ile başlandığında sayma veya akışın devamlılığını sağlanırken, sıfırın oluşturacağı duraklama da ortadan kalkmaktadır.

İçinde yetiştiğimiz kültürün her şeyi sıfırdan başlatmaya dayalı düşünce yapısıyla bu toprakların yaşam biçimini anlamak hiç kolay değil.

Hatta bırakın başlangıç ve bitiş aramayı “bazılarımız” için sıfırdan başlamak hep orada kalma çabası olarak bile görülebiliyor.

Tamam, sıfır kilometre garaj arabası emsallerine göre daha değerli olabilir. Aynı durum hep genç kalmaya çabalayarak geçmiş koca bir ömür söz konusu olduğunda anlamını yitirmiyor mu?

Vietnam Kamboçya Laos coğrafyası hayatın akışına katılmak yerine sadece sıfırdan bire olan aralığı doldurmakla zaman harcayanlara, nesneleştirdikleri bedenlerinin içinde bir de ömür olduğu gerçeğini hatırlatıyor.

Dahası, gösterdiklerinin yanı sıra göstermedikleri ile de gezginlere kendi hayatlarına bakma fırsatı sunuyor.

Hayatın başka türlü de yaşanabileceğini fısıldıyor.

Hatta fısıldamıyor da sezdiriyor.

Batı düşüncesinin başlangıç ve sonuç arayan kesintili düalist bakış açısına karşın bölgede yaşayanlar sıfırdan uzak duruyor.

Böylece önemsiz bir parçası oldukları “süreci, akışı” içselleştirebiliyorlar.

Dışarıdan bakanlar “mistik” diye etiketleseler de tutundukları o koca hayat ağacının farkında olan bölge insanı için bu etiketler anlamsız kalıyor.

Hayat, dönüşerek değişen bir akış ve insan da o akışın içinde görünüp kaybolan geçici unsur olarak tanımlandığında sıfıra neden gereksinim olsun ki?

“Sıfırı tüketmenin” olumsuzlandığı bizim gibi kültürlerden gelenler için, başlangıcın veya sonun olmamasını yorumlamak zor olsa da benim gibi kafası karışıklar için bölgeye dair arayıp bulunamayan “anlama” sanırım sıfırdan uzak durularak ulaşılabiliyor.

Üstelik bunun yaygarasını da yapmıyor, böyle olması gerektiği bilinciyle sessiz bir tevekkül içinde sezdirmeyi seçiyorlar.

Her neyse…

Gezginler için gidilen coğrafya, insanlar ve kültür pek çok şey anlatıyor olsa da gerçek gezginliğin biraz da kendine doğru yolculuk yapmayı gerektirdiği ile başlamıştık.

Sıfırı çoktan tüketmiş Vietnam Kamboçya Laos coğrafyası bence gösterdiklerinin yanı sıra göstermedikleriyle de gerçek gezginlere “içeriye” doğru yolculuk ve kendinle tanışma fırsatı sunuyor.

Mehmet Uhri

Leave a Reply