Gece Hemşiresi

gh1Hastanemizde gece hemşiresi olarak çalışıyordu.

Sağlık sektörünün en zor ve yıpratıcı işi gece hemşireliğidir. Zorluğu bir yana sosyal yönden de insanı geriletir ve yalnızlaştırır. Üniversite eğitimine devam eden genç çalışanlar dışında pek isteklisi yoktur, hatta ceza gibi gören bile vardır.

Gündüz ameliyat olmuş veya rahatsızlığı ile baş başa hastane odasında yatan bezgin hastaların gece sıkıntılarına yetişmeye çalışmak zor ve yıpratıcıdır. Çoğunun uzak durmaya çalıştığı gece hemşireliğini yıllardır isteyerek sürdürüyordu.

Gündüz göz önünde olmadığı için çoğumuz varlığının farkında değildik.

Geçirdiği çocuk felci nedeniyle bir ayağı diğerinden daha ince ve kısaydı. Hafif aksayarak yürüyüşünü hızlı hareket ederek gizlemeye çalışıyordu.

İçine kapanık hafif melankolik görünse de işinin ehliydi, hastaları memnundu.

Bu hali hastane idaresinin dikkatini çekmiş hatta gizlice soruşturma konusu olmuştu. Pek tercih edilmeyen göreve kendi isteği ile talip olması garip karşılanmış, altında akçeli bir konu olup olmadığı araştırılmıştı.

Önce gündüzleri başka bir yerde veya işte çalıştığı düşünülmüş bulunamayınca bu kez hastanede tanıştığı ve evde bakım gerektiren hastalar için ücret karşılığı evlere gidip gitmediği soruşturulmuştu. Siyasi faaliyette bulunma ve hatta örgüt üyesi olma olasılığı da araştırılmış hiç bir şey bulunamamıştı.

Yıllar geçtikçe kendini unutturmuş idare de şüphelenmeyi bırakmıştı. Açıkçası aynı hastanede çalışıyor olsak da herkese uzak duruyordu.

gh3Hastanede nöbetçi idareci olduğum o gece annesinin evde rahatsızlandığını söyleyerek, kısa süreliğine eve gitmek için izin istedi. Bir iki saat sonra mide kanaması geçirmekte olan yaşlı annesi ile birlikte Hızır acil ambulansı ile geldiler.

Onu, ilk kez bu kadar telaşlı ve gergin görüyorduk.

Kaybedilen kanı yerine koymak için kan bulunamayınca iyice panikledi. Meslektaşları onu sakinleştirirken hızlı bir organizasyonla hastane çalışanlarından iki kişinin kan vermesi sağlandı. Evinden çağırdığımız mide bağırsak uzmanı arkadaşımız endoskopla mideye girip kanamaya müdahale etti. Sabaha karşı işler yoluna girmiş hemşire hanımın annesi toparlamaya başlamıştı.

Servisi ziyaret ettiğimde bizimki diğer hemşireler ile birlikte çay içip bir şeyler atıştırıyordu. İkram edilen çayı alıp yanlarına oturdum. Bizim gece hemşiresini biraz konuşturup rahatlatmak için sorular sordum.

- Anlat bakalım annen ne yapmış veya neye sıkılmış da midesini kanatmış

- Aspirin doktor bey. Annem eklem ağrılarına iyi gelir diye duymuş, neredeyse bir aydır benden gizli aspirin içip duruyormuş. Ev işlerini bana bırakmasını söylesem de dinlemiyor kendini genç kız zannedip her işi yapmaya kalkıyordu. Geçen gün bu yaşında camları silmiş. Son zamanlarda ağrılarından söz etmeyişinden şüphelenmem gerekirdi.

- Zamanında müdahale edilmese sorun ciddileşebilirdi. Bir süre göz önünde olmasında yarar var.

- Doktor bey, siz annemi tanımazsınız. Her şeyi kendi yapsın ister. Söz dinlemez ve çok inatçıdır. Babam ben küçükken evi terk edip gitmiş. Beni evde çocuk bakarak kazandığıyla büyütüp okuttu. Çok inatçıdır dedim ya; yaşlandığını kabul etmiyor ve hala evde çocuk bakmayı sürdürüyor. Büyüdüğümü ise hiçbir zaman kabul etmedi. Hemşire olup işe girdim ama sonra evde baktığı çocuklara gücünün yetmediğini görüp gece hemşireliğine geçtim. Gündüz kadroları dolu olduğu için gece çalıştırıyorlar diye ona yalan söyledim.

- İsterseniz bir ara konuşup kendi ile ilgili durumu anlatmaya çalışabilirim. Bu sayede belki siz de geceleri çalışmaktan kurtulursunuz.

- Gerek yok. Alıştım. Halimden memnunum. Hatta gece çalışmak bana iyi geliyor.

Odadaki hemşirelerden biri dayanamayıp ?evlenip çocuğun olsun bakalım böyle söyleyebilecek misin?? diye söylendi. Bizimki cevap vermedi. Teşekkür edip annesinin yanına gitti. Odada kalanlar hemşire hanımın sıra dışı biri olduğu yönünde biraz da serzeniş dolu ?dedikoduya? başladılar Çay için teşekkür edip odama döndüğümde kapıda beni beklediğini gördüm.

- Umarım annen ile ilgili sorun yoktur. Hayrola?

- Şey, az önce söylediğim gibi anneme bir şey söylemenizi istemiyorum. Yeterince sıkılmıştır. Bırakın birbirimize rol yapmayı sürdürelim. O benim için iki göz odada tüm bir hayatını verdi. Üzülmesini istemiyorum.

- Tamam, ama sizin de bir hayatınız var. Gece hemşireliği ile hayatın bu kadar kenarında kalmak ileride pişmanlık doğurmasın.

- Bu benim seçimim. Annemi bahane ediyorum sanırım. Ayağımın aksaklığı yüzünden hep bir yanım eksik ve ezik yetiştim. Doğru dürüst oyun bile oynayamadım. Spordan uzak durdum. O yüzden çok arkadaşım da olmadı. Hayat hep biraz uzağımdaydı.

- Yaklaşmak için gayret etmek yerine kaçmanızı uzak durmanızı anlayamıyorum.

- Dedim ya bu benim seçimim. Gece hemşireliğini kimse istemez ama geceleri hastanede geçici de olsa benim gibi hayatın kenarına itilmiş insanlarla olmak onları tanımak, yardım edip ellerini tutmak yalnızlığıma iyi geliyor. Gündüzleri ise evde küçük çocuklarla zaman geçiriyorum. Çocuklar ve bakım gerektiren hastalarla yalnızlığımı unutup oyalanıyorum.

- İşe yarıyor öyleyse.

- Hemşire olunca farklı insanlar tanıyor, çoğu ile dertleşebiliyorsunuz. Mesleğe başladığım yıllarda uyku tutmayan emekli hayli yaşlı bir hastamla gece vakti dertleşirken o da sizin gibi serzenişte bulunup ?kapıyı üstüne kapatıp kendini kilitlemişsin. Anahtarı bulmak zorundasın. Bu anahtar bazen bir kitap, yaşadığın bir olay veya bir insan olabilir. Aramalısın? demişti. Ayağım yüzünden yaşadığım ezikliği anlatınca aslında herkesin küçük veya büyük hep ezik bir yanı olduğunu ve onu unutmak için başka insanlara, diğer hayatlara yönelip kendilerini unutmaya çabaladıklarından söz etti. O günden beri geceleri hastalıkları nedeniyle kendiyle baş başa kalmış hastalara yakın olup onları izleyip dinleyerek o yaşlı hastamın öğüdünü tutmaya uğraşıyorum.

- Peki, aradığın anahtarı buldun mu?

- Emin değilim. Kendi ezikliğimin görünür halde olmasının bir şans olduğunu düşünüyorum. Hiç olmazsa ne olduğunu ve nasıl idare edeceğimi biliyorum. Ama diğerlerinin özellikle kadınların kendilerine bile söyleyemedikleri ve bazı geceler dertleşirken ağızlarından kaçırıp sonra sır diye saklamamı istedikleri ezikliklerini, derin yaralarını görüp halime şükrettiğim çok oldu.

gh4Odanın kapısında ayaküstü yaptığımız bu konuşmadan sonra annesinin yanına dönmesi gerektiğini söyledi. Yorgun görünüyordu. Teşekkür edip yanımdan ayrıldı. Koridorda hızlıca ilerleyip gözden kayboldu.

İki gün sonra sorduğumda annesinin şifa ile taburcu olduğunu bizimkinin ise gece hemşireliğine devam ettiğini söylediler.

Mehmet Uhri


Leave a Reply