Zamane Anneleri

zamane-1“Sen de dedem gibi ölecek misin, anneanne?” sözleri hasta odasında yoğun sessizlik yaşanmasına neden olmuştu.


Geçirdiği ameliyatlardan sonra pek toparlayamamış yaşlı hanımefendiyi hasta yatağında ilkokula yeni başlamış torunu ve kızı ziyarete gelmişti. Küçük çocukları hasta ziyaretine kabul etmememiz başlangıçta sorun yaratmış, kısa süreli ziyaret için izin koparmışlardı.


Hasta odasında ana kız konuşup dertleşirken torun araya girip sormuştu o can sıkıcı soruyu. Kafamı eğip elimdeki dosya ile ilgileniyormuş gibi yaptım.


Hastamız torununu yatağın kenarına oturttu. Ellerini tutarak “Şimdi değil, iyileşip eve döneceğim, merak etme. Hemen ölmeyeceğim. Ama er veya geç hepimiz öleceğiz” dedi.


Torun yanıttan pek tatmin olmuş gibi değildi.


- Ama bu haksızlık, anneanne. Ölünce onları bir daha göremiyoruz. Dedemi çok özledim ben.


- Merak etme, insanlar ölünce görünmez olurlar ama hepten yok olmazlar.


Torun bir süre babaannesinin boynundaki kolye ile oynayarak düşündü. Sonra “Peki insanlar ne oluyor, ölünce?” diye sordu. Anneanne önce odadakilere sonra kızına baktı. Torununun saçını okşayarak;


- Bir şekilde aramızda oluyorlar, ölenler. Kimi bir renk, kimi tat veya koku kimi de dokunuş olup geri geliyorlar. Mesela rahmetli annemin yaptığı puf böreğini hiç unutmadım. Nerede o kokuyu veya tadı bulsam annemin orada yanımda olduğunu bilirim. Dedeni ise saçlarımdaki dokunuş ile hatırlarım. Nerede bir rüzgar saçlarımı okşasa dedenin yanımda olduğunu düşünür, sevinirim.


- Peki sen ölünce ne olup geleceksin, anneanne?


- Onu sen bileceksin. Beni nasıl hatırlamak istersen o şekilde geleceğim yanına.


Ziyaret kısa sürmüştü. Onlar odadan çıktıktan sonra hastamız, torununu çok özlemiş olduğunu belirterek ziyarete engel olmadığımız için teşekkür etti.


- Bu küçük torunumu büyüğünden daha çok seviyorum, doktor bey.


- Doğrusu torunlarınız arasında ayırım yapıyor olmanızı yadırgadım.


- Haklısınız ama böyle olmasında biraz kızımın da kabahati var. İlk çocuğunu çabuk büyütmeye çabaladı. Kendince başardı da. Ama büyük torunum hepimizden uzak soğuk, ağır biri oldu çıktı. Şimdi hepimiz yakınıyoruz ama iş işten geçti.


- Neden böyle oldu?


- Ne yazık ki, kızım da diğerleri gibi zamane annelerinden oldu. Çocuğunu en iyi şartlarda, en iyi okullarda en iyi eğitim ile yetiştireceğim diye tutturdu. Çocuğun almadığı ders kalmadı. Bale, piyano, tenis, yüzme dersleri yetmedi kolejlerde okuttu. Onunla birlikte ders çalışıp sınavlara birlikte girdi sanki. Şimdi adı sanı duyulmuş kolejlerden birinde okuyor. Ama hepimizden uzaklaştı. Derslerinden başka oyun bilmeyen soğuk ağır biri oldu.

Bir süre sustu, soluklandı. Elimi tutup yatağında doğruldu. Yastıklarını düzelttim.


- Zamane anneleri böyle oluyor, işte. Çocuk yetiştirmeyi yemek yapmak sanıyorlar. Parayı bastırıp en donanımlı mutfakta en iyi malzemeleri kullanırsa yemeğin mükemmel olacağını hayal ediyor, ortaya çıkan yemeğe bakıp neden lezzetli olmadığını soruyor, kabahati mutfakta veya malzemede arıyorlar. Kendilerine hiç kabahat bulmuyorlar. Halbuki elinin emeği, sabrı, özeni olmadıkça lezzeti yakalayamazsın. Hele bir sarma sarsınlar da göreyim ben onları. Bu kez de ” O kadar emek verdim, kimseye yedirtmem” diye tuttururlar. Sanki analarından böyle gördüler. Hayat kolaylaşıp hızlandıkça her şeyin aynı kolaylıkla yapılacağını sanıyor bu zamane anneleri. Çocuklarını da çabuk büyütmeye uğraşıyorlar. Onları hızlı yaşlandırdıklarının farkında bile değiller.


- Yani?


- Çocuk bu, yetiştiği ortamdaki insanlara anne babasına benzeyecek elbet. Çocuk onlara benzemeye başladıkça anneler kendi beğenmediği yönlerini çocuklarında görüp kızıyor, nerede hata yaptıklarını bulmaya çabalıyorlar. İkinci çocukta ise o ilk heves kalmıyor da öyle kurtarıyor onlar kendilerini.

.

zamane-2

.

Boğazı kurumuştu. Bir yudum su içip eskiden ailelerin ilk çocuklarının ağabey ve abla ağırlığı ile yetiştirildiğini ilk çocukların aileyi iyi yansıtma görevi olduğu için daha değerli olduğunu ama artık devrin değiştiğini ailelerin kendilerini değil de hayallerini çocuklarına yüklediğini ilk çocuktan sonra gelenlerin ise daha özgür olgunlaşıp aileye daha çok benzediğini anlattı.

.

Birkaç gün sonra hastamızın baş ucunda suluboya bir resim vardı.

.

Resimde mavi boyalı gökyüzünde sapsarı güneş ve bir de çiçekler içinde gülümseyen kız çocuğu vardı. Hastamız resim ile ilgilendiğimi görünce okumakta olduğu gazetesinden kafasını kaldırıp;


- Torunum benim için yapmış bu resmi, doktor bey. Resimdeki kız kendisiymiş. Karar vermiş, ben ölünce onun gözünde resimdeki gökyüzünün mavisi olacakmışım. Gökyüzüne her baktığında benim yanında olduğumu bilecekmiş, böylelikle. Bu sımsıcak güneş ise dedesiymiş.

Gözleri dolmuştu. Birkaç damla yaş süzüldü gözlerinden. “Torunumun gözünde gökyüzünün mavisi olacakmışım, dedesi de hepimizi ısıtan güneş. Daha ne olsun?” dedi.


Bir kaç gün sonra hastamız iyileşerek taburcu oldu. Torunun yaptığı resim ise etajerin çekmecesinde unutulmuştu.


Resmi elime alıp öğle arası bahçeye çıktım. Yağan yağmurun ardından masmavi gökyüzünde açan güneş, sıcaklığını iyice hissettiriyor, ağaçlar sonbahara hazırlanıyordu.


6 Responses to “Zamane Anneleri”

  1. Ümit Evran diyor ki:

    Harika bir hikaye. Çok etkilendim. Kutlarım.
    Dr.Ümit Evran

  2. FİGEN OZAN SAYMAN diyor ki:

    Ne güzeldi…Ben de baba sevdalısı bir kız olarak kaybettiğim babamın benim gözlerimden boğazın maviliğini gördüğünü düşünür, köprüden geçerken hep bu duyguyla dolarım. Mavi gözlü yakışıklımın benimle birlikte baktığını hissederim…

  3. SAMET MENGÜÇ diyor ki:

    Sevgili Uhri;Zamane anneleri ile birlikte asıl ürün olan zamane çocuklarının yetişme ve yetiştirilme tespitlerini çok sağlıklı bir şekilde ortaya koyan anneaneye ve bu acımasız döngüyü öylesine güçlü, duygulu aktırımın için sana çok çok teşekkürler…

  4. ahmet çağıldak diyor ki:

    Usta! Kutlarım seni. Yine keyifle hem öğrettin hem duygulattın…

  5. melih zaim diyor ki:

    Etkilenmemek elde değil.
    Ana-Baba olarak çocuklarımıza, aldığımız eğitimden, daha iyi şartları yaratmaya çalışıyoruz. Neye rağmen! Sanırım bunu ileride görebileceğiz. Ya da bu hikayede olduğu gibi çevremizin öneri ve tepkilerini mutlaka dikkate alacağız. Ben bu hikayeyi unutmamaya çalışacağım. Sevgilerimle.

  6. muco diyor ki:

    sadece annelere degil babalara da mesajı verdin üstadım.
    kutlarım !

Leave a Reply