Soma’nın Çocukları

soma2

13 Mayıs 2014 günü Soma’da yaşanan maden faciasının ülke düzeyinde yas ilan edilmesine yol açan derin etkileri oldu. Madende ölenlerin acısına yakınlarının ve geride kalanların yaşadığı keder ve ıstırap eklendikçe üzüntü derinleşip toplum geneline yayılan travmaya dönüştü.

Facianın ardında yatan ve sistemin sorgulanmasına yol açan çalışma koşullarının, travmanın doğurduğu isyan hissiyle birleşip sosyal öfkeye dönüşmesine de tanık olduk. Yaşananlar her ne kadar tarafların siyasi tutum almalarına ve kutuplaşmalarına yol açsa da olayın olduğu yerde Soma ve çevresinde kayıp yakınları ve  ailelerinin acısı derinleşerek devam ediyor. Üstelik, genele yayılan infial ve yardım etme arzusu hızlı değişen ülke gündemi ile hafifleyip unutulmaya da başlandı.

Travma sonrası yaşanan inkar, isyan, pazarlık, depresyon ve kabullenme süreçleri Soma ve çevresinde geride kalanlar arasında depresyon ve kabullenme sürecine doğru hızla akarken facianın etkileri toplumun hafızasından tıpkı Van depremi gibi yavaş yavaş siliniyor.

soma1

Halbuki hepimiz biliyoruz ki; yaşanan travmanın akut etkileri geçse ve kısmen unutulsa da doğurduğu olumsuz psikolojik etkiler çocuklar başta olmak üzere son derece yıkıcı ve ağır sonuçlar doğurabilecek biçimde devam edecek. Yardım kuruluşlarının enerjisi ve isteği günden güne azalırken geride kayıp babalar, yaşadığı acı nedeniyle ağır depresyon yaşayan hayata küskün anneler ve böylesi bir ortamda hayata tutunmaya, olanları anlamlandırmaya çalışan çocuklar kaldı.

Soma?nın çocukları için yaşananları açıklamak, rasyonalize etmek hiç kolay değil. Yaşları itibariyle ölüm gerçeği ve bu gerçeğin doğurduğu soyut düşünceden yoksun haldeyken onlara ulaşıp yalnız olmadığı hissini verebilecek, içinde yaşadıkları toplumda tutunabilecekleri bir şeyler olduğunu gösterebilecek çabaya gereksinim olduğu açıktır.

Kendi haline bırakılırsa, zamanla acılar toplumun hafızasından silinmeye başlayacak, geride kalanların yalnızlık ve terk edilmişlik hissi pekişecektir. Facianın toplum genelinde doğurduğu infial ve yardım etme duygusu zaman içinde azalırken geride babasını yitirmiş çocuklar, yaşanan acının doğurduğu depresyon ile hayattan uzaklaşmış anneler ve diğer aile büyükleri kalacak. Pek çoğumuz için Van depreminde olduğu gibi yaşanmış, yaraları sarılmış ve bitmiş gözüyle bakılan sıradışı bir olay gibi algılanacak olan Soma faciası, geride kalanların hayatlarını etkilemeye devam edecektir. Bizler kendi güncelimize dönerken çok değil 6 ay sonra yaşananları, kayıpları ve nedenlerini anlamlandırmaktan yoksun babasını yitirmiş yalnızlık ve terk edilmişlik içinde kıvranan çocuklar, o çocuklar ile ilgilenip onların yaşadığı travmayı bir nebze olsun hasarsız atlatması için çabalamayı aklına bile getiremeyecek kadar derin depresyon içinde hayata tutunmaya çabalayan anneler kalacak. Okullar açıldığında belki bu sürece öğretmenler katkı sunmaya çabalayacak ancak çocukların terk edilmişlik, sevgisizlik, ilgisizlik ve bir tür cezalandırılıyor olma hissi kalıcı hale gelecektir. Soma?nın çocukları babanın yokluğuna ek olarak üzerinden depresyon akan annelerin ilgisinden uzaklaşma ve sanki bir kabahat işlemiş, cezalandırılıyormuş hissiyle hep kendini suçlayacak. Adalet beklentisi azalmış, hayatın kıyısında dolaştığı halde kimsenin dikkatini çekmeyen bireyler olarak yetişecektir.

Kederli arkadaşlarına bakıp o madenden babası sağ kurtulduğu için sevinemeyen diğer çocukların suskunluğu da cabası.

Unutulmuşluk ve yalnızlık girdabıyla zaman hızla akacak. O çocuklar içlerinde öfke, yalnızlık ve adeletsizlik hissiyle büyüyecek, içinde yetiştiği toplumdan kopuk, herşeye, herkese ve tüm değerlere öfkeli, sevgisiz gençler olarak karşımıza çıkacaklar. Toplum bugün, şimdi, hemen ve sürekli olarak onlara elini uzatmaz, yaşadıklarını görüp anlamaya çabalamaz, tutunma olanağı sunmaz ve acıları ile başbaşa bırakırsa değerlere saygılı, adalet duygusu gelişmiş bireyler olmalarını beklemek de akılcı olmayacaktır. Terör örgütlerinin özellikle intihar saldırıları için böylesi topluma öfkeli, adalet beklentisi kalmamış yaşamın kıyısındaki bireyleri seçip kullanıyor olmasının rastlantı olmadığına da not düşelim.

soma3

Yaşanan facia herkesi olumsuz etkilemiş olsa da böylesi bir acıyı atlatabilmede gerçekten yardıma gereksinimi olan Soma?nın çocuklarına etkili ve sürekli yardım elini uzatabilecek organizasyonların hayata geçirilmesi facianın gelecekteki olumsuz etkilerini azaltmada belki gözle görülür elle tutulur bir etki doğurmayacaktır. Ancak şartlar ne olursa olsun, bölgenin annelerine ve diğer aile büyüklerine çocukların yaşadığı travmanın etkilerini azaltmada yardım eli uzatabilecek, okul ortamında öğretmenlere bu konuda duyarlılık artırıcı yönlendirme ve destekte bulunacak sosyal ve psikolojik sürekli destek verici organizasyonların hayata geçirilmesinde herkes sorumluluk hissetmelidir.

Onlar Soma?nın çocukları. Onların sessiz çığlığına kulaklarımızı tıkar, yaşanan faciayı sadece siyasi tartışmaların çerçevesi içinden okuyup anlamlandırmaya çabalarsak ileride onlara anlatacak hiçbir şeyimiz olmayacaktır. Bu utanç da hepimize yeter?

Dr. Mehmet Uhri

ÇAREDER ( Çocuk Akıl Sağlığı ve Rehberliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı )

3 Responses to “Soma’nın Çocukları”

  1. bize yol gösterin ne yapabiliriz

  2. Mehmet Uhri diyor ki:

    Çocuk akıl sağlığı ve rehberliği derneği olarak kumu yararına çalışan 45 yıllık bir sivil toplum kuruluşu olarak olayın ilk haftasından beri sahadayız. Facia Soma’da yaşanmakla beraber kayıplar daha çok çevre köy ve kasabalardan oldu. AFAD başarılı bir organizasyon yapmış gibi görünse de kurduğu yardım merkezlerine ailelerin ulaşmasını bekliyor. Yaşanan depresif süreç ailelerin bu merkezlere kendi ayakları ile gelmesinin ve dahası çocukları ile ilgili bilgilendirilmelerin önünde önemli bir engel.
    Kayıpların yaşandığı köylere ulaşıp ailelere terapi desteği verebilecek, çocuklara oyun terapisi uygulayacak gönüllülerimiz mevcut ancak onları mobil kılacak bir yapılanmaya gereksinim duymaktayız. Gönüllülerimiz ve onların kulanabileceği her türlü terapi malzemesi ile donatılmış bir araç temin ederek (eğitim gönüllüleri vakfının mobil eğitim araçlarıne benzer bir araçtan söz ediyorum ) uzun süre bölgede kalmayı hedefliyoruz. Ailelere ulaşıp onlara çocukların bu olayı nasıl algıladığı ve nasıl bir ruhsal karmaşa yaşamakta oldukları konusunda bilgilendirme yapıp terapi desteğini bölgeye yayma çabasındayız. Aksi halde maddi yönden fazlasıyla destek almış ancak ruhsal yönden doyurulmamış çocukların varlığına göz yummak zorunda kalacağız. ( Şu anki durum, babasız çocukların önüne oyuncak yığmak biçiminde. ) Bölgedeki öğretmenlerin de desteğe gereksinim duyacaklarını düşünerek okullara yönelik öğretmenleri konu hakkında duyarlı kılmak, öğrencilere rehberlik desteği vermek biçiminde gönüllülerimiz ile okullara da gitmeyi planlıyoruz. Bölge büyük ve erişilmesi gereken merkezler dağınık. Sabırlı olup yaklaşık iki yıl süresince bölgede kalma çabasındayız. Ancak derneğimizin olanakları kısıtlı.
    Derneğimiz gönüllülerinin terapi desteği için bölgede mobilitesini sağlayacak ve çocuklara yönelik oyun terapisi başta olmak üzere psikososyal destek verecek donanımda bir araç bulma çabasındayız. Böyle bir aracın içini amaca uygun dizayn etmeye gücümüz var ancak kiralama veya satınalma seçenekleri konusunda elimizden tutacak kurum veya kişiler arıyoruz.
    Duyarlığınız için teşekkürler sayın Taşdemiroğlu; açıkçası konu çocuk olunca hep başka önceliklerin devreye girdiği bir ülkede yukarıdaki metin ile çağrımızı yapıp sesimizi duyurabilmek ve sizin gibi “bize yol gösterin, ne yapabiliriz?” diye ses vevrecek birilerinin varlığına, yalnız olmadımızı bilmeye gereksinim duymaktaydık. Çocuk psikiyatristleri, oyun terapistleri, psikologlar ve aile terapistlerimiz ile birlikte tüm köylere ulaşamamanın, ulaştığımız köylerin daha ötesindeki köylere gidememenin eksikliğini duyarak mobiliteyi sağlayacak destek arayışımız sürüyor. Bir yandan bölgede gönüllülerimiz ile olmaya devam ediyor, bir yandan da elimizden tutacak sizler gibi duyarlı, dünyaya çocukların o tertemiz dünyasından bakacak destekçiler arıyoruz.
    Sağlıkla
    Uz.Dr. Mehmet Uhri

  3. Zerrin Atçı diyor ki:

    Dr Bey sizinle yıllar öncesinden tanışıyoruz şu anda ben soma da oturuyorum ve Kırkağaç bakır da aile hekimiyim eşim soma kaymakamı ihtiyacınız olan araçla ilgili sizin gibi maddi manevi destek sağlamak isteyen diğer kurum ve dernekler ile görüşerek belki bir çözüm bulunabilir yerinizi ve telefon numaranızı bana gönderirseniz görüşebiliriz selamlar

Leave a Reply