Palet ve Fırça

palet

Bu sabah atölyeye erken geldi. Günlerdir bitiremediği o koca resme sanki az sonra kavga edecekmiş gibi bakıyor. Resmin büyük kısmı bitmiş görünse de içine sinmeyen bir şeyler var bir türlü başından ayrılmıyor. Arada sıkılıp bıraktığı başka daha küçük ebatlı resimler yapıp tamamladığına da şahit olduk. Ancak ressamın emektar palet ve fırçası olarak ilk kez bu kadar zorlandığını görüyoruz.

O, vazgeçmeyen ve teslim olmayanlardan. Ressam olursan aç kalırsın diyen yakınlarına sevenlerine inat resim yapmaktan vazgeçmeyenlerden. Ailesinin tüm karşı çıkışlarına ve rahmetli babasının ressam olmayı seçtiği için ?oğlum tabelacı olacak? diye üzüntüden kahrolup ağladığını görmesine karşın vazgeçmeyen bir özgür ruh. Akademiyi bitirdikten sonra da kimseye eyvallah etmeden neredeyse sıfırdan hayatını kurmuş. Bizler ise onun resim macerasındaki emektar paleti ve fırçasıyız.

Resmin içine dalıp gitti ama arada göz ucuyla palete ve üzerindeki renklere bakıyor. Henüz beni yani emektar fırçasını elini almadı. Resmin içinde gizli olan bir şeyi açığa çıkarmaya mı çalışacak yoksa görünür olmasını istemediği bir şey mi var doğrusu kendi de karar vermiş değil. Spatulayı ve terebentinli bezi eline alıp resmin sağ alt köşesinde yer alan ve üç gündür uğraştığı alanı öfkeyle sildi. Bezi ve spatulayı fırlatıp atarken ?orası öyle durdukça beni neyin rahatsız ettiğini bulamayacaktım? diyerek kendini teselli etmeye çalıştı. Palet ?hırsını benden alacak, bak göreceksin. Bu gün çekeceğim var anlaşılan? diye homurdandı. Gerçekten de boyalarını çıkarıp paletin üzerine öbek öbek bıraktı. Sonra beni yani fırçayı eline alıp paletin üstündeki renklerden karışım yapmaya başladı. Hayal ettiklerini ve kafasındaki resmi tuvale taşıyıp resme dönüştüren fırça olarak onun bu hallerine alıştım. Bu arada bilmişlik taslamayı seven palet yine ahkam kesmeye başlayıp ?göreceksiniz oraya ne çizmek istiyorsa önce üzerimde çiziyormuş gibi yapacak, figürün taslağı yine ben olacağım? diye hava attı. Gerçekten de fırçanın ucunu kullanarak paletin sağ alt köşesine bir şeyler çizdi ama sonra yüzünü ekşitip sildi. Elinde palet ve fırça ile resmin başına dikildi. Bıraksalar içine girecek gibiydi. Bir süre öylece resme sonra elindeki palete yerleştirdiği boyalara baktı. Sıranın bana gelmesini heyecanla beklememe karşın fırçalara yönelmedi.

998362_10201548479743184_2058861256_n

Bir süre öylece resimle pazarlık eder gibi bakıştılar. Sonra omuzları düştü. Her şeyi kenara bıraktı. Pencereyi açıp dışarıya, gelen geçene bakındı. Bu sırada sessizce atölyeye gelen eşinin ve hazırladığı kahvaltı tepsisini fark etti. Eşi tepsiyi sehpaya bırakmış resmi inceliyordu. ?Bu kadar zorlayacağını bilseydin belki de hiç başlamazdın. Resmin üzerine perde örtelim bir süre rahat bırak istersen? dedi. Bizimki cevap vermedi. Eşi ortamdaki gerginliği fark edip geldiği gibi sessizce çıkıp gitti. Kahvaltı tepsisinden dumanı tüten çay bardağını eline alıp resmin başına geldi. Çayını yudumlarken ?kafamda bitirmediğim hiçbir resme başlayamam. Bu resim de kafamda bitmişti ama sonra bir şey oldu resmin içinde kafamda bitirmediğim hatta hiç düşünmediğim bir resmin daha yaşamakta olduğunu gördüm. Bu beni başta heyecanlandırsa da sonra korkuttu. Kafamdaki resmi tamamladığımda içerideki diğer resmi gömmüş olacağım. İkisini birden yaşatmayı deniyorum birbirleriyle rekabet ediyorlar, olmuyor. Bitirmeye korkar hale geldim. Başlangıçta tasarladığım resmi kalın bir kabuk gibi tamamlayıp bitirmeye çabaladıkça içerideki kabuğu kırıp bırak çıkayım diye direniyor. Ne yapacağımı bilmiyorum. Bu resim elimi ayağımı bağladı, başından ayrılamıyor öylece yörüngesinde dolanıyorum.? diye söylendi.

Açık bıraktığı pencereden gelen esinti ile hareketlenen perde kenardaki boş çay bardağını devirdi. Esintiyle dalgalanan perdeye gözü takıldı. “Evet ya, perde. Bunu niye daha önce düşünmedim” diyerek paleti ve fırçayı eline aldı. Sol üst köşeden başlayarak resmi genişletmeye başladı. Rüzgarla savrulan ve pencereden dışarı çıkan perdenin farkında bile değildi. Genişleyen resme yaklaşabilmek için tabureye çıkıp uzanırken kollarının yorulmasına aldırmadan saatlerce durmamacasına çalıştı. Alnında biriken teri silmek için terebentinli bezi kullanınca yüzüne bulaşan renkleri fark etse de umursamadı. Heyecanla resmi büyütmeyi sürdürdü.

540715_10201548480743209_1899102300_n

Paleti elinden bıraktığında gün geceye yaklaşmıştı. Beni, yani emektar fırçasını ise elinden bırakmadan resmin başında uzun uzun durdu.  Yorgun ama heyecanlı görünüyordu. Bütün gün ayakta olmanın verdiği yorgunluğa dayanamayıp koltuğuna çöktü. Fırça elinde resme bakarken uyuyakaldı. Rüyasında ne gördüğünü bilemem ama eli gevşeyip yere düştüğümde paletin “Resme bakın, perdenin ardındaki resmi görmeye çalışın. Başlangıçta yapmak istediğini kendi ellerini de resme katarak tuttuğu perdeye taşıdı. Perdenin ardında hayal meyal diğer bir resim olduğunu görünür olmasa da hissedilir kıldı. İçeridekini de resme taşıdı.” diyen bilmiş sözlerini duydum. Spatula bu sözlere “perdenin ardında ne olduğunu hep merak edeceğiz” diye  yanıt verdi. Bense görevini yapmış ve ressamın hayal ettiğini tuvale taşımış olmanın verdiği kibirle yanıt verme gereği duymadım. Bizimki uyurken pencereden gelen esintinin etkisi ile hafiften hareketlenen tuval resmedilen perdeye de hareket verdi. Palet ve fırça olarak heyecanla resme baktık. Kısa süren hareketten sonra ortalığa çöken karanlık ile resim sanki teslim oldu.

Mehmet Uhri

Not:  ?Ali Babanın çiftliği? isimli tablo ve katkıları için ressam Sn. Mevlüt Akyıldız?a teşekkürler.  Üzerine tıklayarak resimlerin orijinal boyutlarına ulaşabilirsiniz.

Leave a Reply