Halk içinde, verilen tedaviyi uygulamayan veya önerilen tedaviden kaçan hastalara doktorlarının kızdığına küstüğüne dair bir önyargı vardır. Hatta bu yüzden doktoruna görünmekten kaçan, korkan hastalar biliriz. Gerçekte ise hekimler, hastalarının çeşitli nedenlerle önerilen tedaviden kaçma eğilimi olduğunu bilir kızmak küsmek yerine ikna etmeye çabalar. İkna edilemeyen hastalarla da iletişimi koparmamaya özen gösterilir. Genellikle bir orta yol zaman içinde bulunur.
Bilindiği üzere basketbol milli takım teknik direktörü Bogdan Tanyeviç?e Mart ayı içinde ilerlemiş kanser teşhisi kondu. Ağır bir ameliyat geçirdi ve akabinde ilaç tedavisi görmesi planlandı. Ameliyatın başarısı ilaç tedavisi yapılmasına bağlıydı. Ancak hastamız dünya şampiyonasına hazırlanan milli takımın başında olmak için ilaç tedavisini bıraktı. Dinlenmesi ve tedaviyi sürdürmesi yönünde ikna çabaları da yetmedi. İlaç tedavisinin yorgun ve bitkin düşürdüğünü söyleyip kabul etmedi.
Şampiyona başlayıp milli takım yenilgisiz ilerleyince, üstelik durumunun farkında olan oyuncularımızın belki de katılabileceği son turnuva için sağlığından vazgeçen Karadağlı teknik adam için oynamakta olduğunu görünce hekimler olarak bir jest yapmak istedik. Çeyrek finalde kazanılan Slovenya maçı sonrası yarıfinal için İstanbul Tabip odası yönetiminden pankart hazırlamak için onay alındı. Bayram tatili olmasına karşın yapmak istediğimiz jesti anlatınca sadece bir pankart için tatilini bırakıp işyerini açan hatta çorbada tuzu olmasını istediği için ücret dahi almayan reklamcı sayesinde pankart hazırlandı.
Bundan sonraki aşama çok daha zordu. Ülke gündeminde referandum ve seçim yasakları olduğu için Sinan Erdem arenaya değil pankart gazete dahi alınmıyordu. Girişte iki güvenlik noktasını ve komiseri yapmak istediğimiz jesti anlatıp ikna ettik. Pankart içeri girdi ancak bu kez özel güvenlik FİBA?nın kesin kuralları olduğunu, belirli ebatın dışındaki bayrakların dahi alınmadığını, asmayı bırakın tribünde pankart açmanın bile sorun olduğunu söyleyip kesin bir dille reddetti. Son çare elimizde pankart federasyon yetkililerine ulaştık. Önce onlar da FIBA kurallarını hatırlatıp ceza alınabileceğinden söz etti. Amacımızı ve pankartın içeriğini gösterdik. Federasyon yetkilileri ?vicdanen reddedemeyiz, ne olursa olsun bu pankartı asmalıyız? diyerek gereken izinleri aldı.
Bu sayede Sırbistan?la oynanan yarıfinal maçı öncesi tribünlerde İstanbul Tabip Odası imzasıyla ?ÖMRÜNE BEREKET TANJEVIC? yazılı pankartı asabildik. Maçı son saniyede kazanmış olmanın coşku ve heyecanıyla pankartı indiremedik. Geri dönüp almamıza da izin verilmeyince pankart asıldığı yerde kaldı. Özel güvenliğin pankartı indirmiş olacağını beklerken final maçının oynandığı Pazar günü de yerinde asılı durduğunu görüp güvenlik yetkililerini teşekkür için aradık. Güvenlik şirketi aslında pankartı indirmek istediklerini ancak federasyon yetkililerinin ?uğurlu geldi, dokunmayın? diyerek indirtmediğinden söz etti.
Hekim örgütü olarak hekimini dinlemeyip hayatı pahasına milli takımı bırakmayan Tanjevic?e minnet ve şükran duygularımızı küçük bir jest ile ifade edebilme şansı bulduk. Yaşanan dramatik durumu ve yapılmak istenen jesti anlayıp basketbol federasyonu yetkilileri başta olmak üzere destek veren herkese, bizi dünya ikincisi yapan ve hocalarının bu son turnuvasında biraz da yaşanan dramın etkisiyle canla başla mücadele eden 12 dev adama teşekkür ediyoruz.
Ve bir kez daha diyoruz ki; ?ÖMRÜNE BEREKET TANJEVIC?
Dr.Mehmet Uhri
İstanbul Tabip Odası
Okurken duygulanmadım dersem yalan olur.Sizin ve sizin gibi yüreği büyük herkesin ÖMRÜNE BEREKET
Bir doktor arkadaşımın vasıtasıyla ulaştım yazılarınıza. ( Demokratik TTB üyesi bir arkadaşımın gönderdiği e-maillerle aslında) Öyle güzel,derin, ve içten ki bir edebiyatçı olmalı yazan diye düşünmüştüm. Ama sonradan farkettim ki bizim meslektaşımız, içimizden biriymişsiniz. Ne kadar güzel yaşadıklarınızı anlatma şekliniz, sanki insan kendini anlattığınız yerlerde hissediyor… Özellikle en son okuduğum İzmir’ le ilgi olan yazınız…Egeli olmak oraları görmek denizin tuzunun kokusunu almak büyük bir ayrıcalık bence. Ve siz bu ayrıcalığı damarlarımda hissetmeme sebep oldunuz . Ayrıca teşekkürler. En çok da Tanjevic için yaptıklarınız için milletimiz adına takdir edilmeniz gerektiği düşündüğüm bu davranışınız için . Öyle duygulandım ki okurken neredeyse ağlamak üzereydim ki size teşekkür maili yazma telaşına düşünce biraz sakinleştim. Paylaşımlarınız, düşünceli,ve kibar davranışlarınız için teşekkürler…
Sayın Keleş
İçtenliğiniz ve duyarlığınız için asıl ben teşekkür ederim.
Size ve sevdiklerinize sağlıklı günler diliyorum…
M. Uhri
ne güzel bir “eylem”.
harika…
Yazının başında pankardı görünce Çarşının işi olmalı diye düşündüm..Sonra pankardda gizli yaşanmışlığı ve pankart asmak için verilen savaşımın öyküsünü okuyunca, hah işte! Odama yakışanı uğraşıp yapmışlar dedim..
Sorgulayıcı,zorlayıcı,doğru bildiği şeylerde inatçı arkadaşlarım,meslekdaşlarım emeğinize sağlık…