Nöbetim Olağan Geçmiştir

uc2Hastanelerde Pazar günü nöbetleri diğer günlere göre sakin ve sıkıcı başlar. İlerleyen saatlerde her zamanki yoğunluğuna ulaşsa da Pazar sabahları nöbet ekibinin soluklandığı saatlerdir. İşte böyle sakin bir Pazar sabahı idari nöbeti devralıp hastane bahçesinde gezinirken, o baba ve kızı gördüm. Pek alışık olmadığımız bir durum söz konusuydu. Hastane bahçesinde uçurtma uçuruyorlardı. Bulunduğu konum olarak hastanemiz apartmanların arasında geniş bahçesiyle bir vaha gibi görünse de bu güne kadar uçurtma uçurulduğuna tanık olmamıştık. Çevrede uçurtmanın takılacağı pek çok ağaç ve dikenli tel varken uçurtmayı gökyüzüne çıkartabilmişlerdi. Rüzgarın yön değiştirmesi ile ara sıra keskin inişler gösterse de baba kız neşe içinde uçurtma uçuruyorlardı.

Uzaktan ilgiyle onları seyrettim. Onlarla ilgilendiğimi gören hastane güvenlik görevlileri koşarak müdahale etmeye kalkınca ?Rahat bırakın, sorun yok? diye seslenerek engel oldum. Güvenlik görevlileri durumdan pek hoşnut olmasalar da amirlerine telsiz ile bilgi verip geri çekildiler. Kızın babası elini sallayarak teşekkür etti.

Bir süre sonra gökyüzünde hayli yükselen uçurtmanın ipine bağlayıp rüzgarın etkisiyle uçurtmaya doğru ilerleyen kağıt ile yukarılara mesaj göndermeye çalıştılar. Mesaj yerine yaklaşınca uçurtmanın dengesi bozuldu ve hızla düşmeye başladı. Toparlamaya çalışsalar da hastane bahçesinin dikenli tellerine takılmasına engel olamadılar. Duvar dibine gidip tellerdeki uçurtmayı kurtarmaya çalışsalar da başarılı olamayınca hastane güvenlik görevlilerinden yardımcı olmalarını rica ettim. Az sonra uçurtma kurtulmuş kısa bir onarımdan sonra tekrar gökyüzüne ulaşmıştı. Küçük kız uçurtmayı uçururken babası yanıma gelip kendini tanıttı, teşekkür etti.

- Bu güne kadar hiç olmamıştı. Hastane bahçesinde uçurtma uçurmak nereden aklınıza geldi?

- Kızım istedi. Okuma yazmayı öğrenince babaannesine uçurtma ile el sallayıp mesaj göndermek istedi.

- Babaannesi burada mı?

- Maalesef burada değil ama bir zamanlar buradaydı. İki yıl önce hastanenizde yattı ve annemi burada kaybettik. Kızım babaannesini çok severdi. İyi anlaşırlardı. Eşim ve ben iş telaşındayken kızımla hep o ilgilenir, parklara giderler güzel havalarda birlikte uçurtma yapar ve uçururlardı. Okula başlayıp okuma yazmayı öğrenince babaannesine mektup yazmak istediğini söyledi. Önce ne demek istediğini anlamadım. Meğer az önce yaptığımız uçurtmaya mektup gönderme işini annem öğretmiş. Hastanede yatarken kızım ona iyileşmezse ne olacağını sormuş o da hep yanında olacağını, kendi gitse bile uçurtma olarak geri döneceğini, o zaman uçurtmaya mektup yazarak haberleşebileceklerini söylemiş. Tüm bunlardan hiç haberimiz olmadı. Bu sabah yanımıza gelip gece rüyasında babaannesini gördüğünü ona mektup yazması gerektiğini söyleyip uçurtmasını da alarak beni buraya getirdi. Onunla hastanede vedalaştığı için uçurtmayı burada uçurması gerektiğini düşünmüş. Pek uygun bir yer değil, ben de farkındayım. Anlayış gösterdiğiniz ve yardımcı olduğunuz için tekrar teşekkür ederim.

Kalkıp küçük kızın yanına yürüdük. Neşe içindeydi. Gözünü uçurtmadan ayırmadan kendi de uçurtma gibi hafiften iki yana sallanarak uçurmaya devam ediyordu. Şöyle göz ucuyla beni süzdü. Beyaz önlük onu ürkütmüştü ama bozuntuya da vermedi.

- O uçurtmayı havada tutanın ne olduğunu biliyor musun, küçük kız?

- Tabii ki biliyorum. Babaannemin nefesi. Uçurtmayı her havalandırışımızda üfleyerek yükselmesini sağlardı. O üflemezse uçurtma yükselmezdi. Bugün benim burada olduğumu bildiği için gelip yine yardımcı oldu. Sonra ona yazdığım mektubu okurken sanırım duygulandı, üflemeyi unuttu. O yüzden tellere takıldık.

- Sakıncası yoksa babaannene gönderdiğin mektupta ne yazdığını öğrenebilir miyim?

- Yazdıklarım ikimizin arasında. Hem iletişim özgürlüğünü bozmamalısınız. O benim babaannem ve onu çok özledim. Onun da beni çok özlediğini şimdi buralarda bir yerlerde olduğunu biliyorum.

uc1Bu sözleri söylerken üzerimdeki beyaz önlüğe duyduğu tedirginlik nedeniyle fazla yaklaşmamış hatta hafifçe babasının arkasına doğru yer değiştirmişti. Onları hastane bahçesinde öylece bırakıp yanlarından ayrıldım. Güvenlik görevlilerine rahat bırakmalarını gerekirse yine yardımcı olmalarını rica ettim. Akşam üstü bahçeye çıktığımda uçurtmanın ağaçlardan birine takılmış olduğunu görüp güvenlik görevlilerine ne olduğunu sordum. Baba kızın bir süre daha uçurtma uçurmaya devam ettiklerini, rüzgarın kuvvetlenmesiyle uçurtmayı daha da yükselttiklerini, rüzgarın aniden kesilmesiyle toparlayamayıp ağaca takıldığını anlattılar. Kurtarılabilecek bir yerde olmadığı için ipi kesip bırakıp gittiklerini ancak kızın yaşanan olaydan mutsuz olmadığını neşe içinde ayrıldıklarını söylediler.

Ağacın yanına gittim. Uçurtma takıldığı yerde ara sıra esen rüzgarla başını hafifçe kaldırıyor sonra dalların arasına gömülüyordu. Küçük kızın gönderdiği mektup ise uçurtmanın kalbine ulaşmıştı. Bahçedeki hasta ve yakınları arasında bir tek, annesinin kolunu çekiştirmesine karşın olduğu yerde durup eliyle ağacı işaret ederek “anne bak uçurtma, uçurtma var orada” diye seslenen esmer erkek çocuk uçurtmayı fark etmişti. Annesi ağaca ve uçurtmaya şöyle bir baktı sonra hızlı adımlarla yürüdüler. Giderlerken çocuk gözünü ağacın üstündeki uçurtmadan ayırmadı.

Aradan hayli zaman geçti. O gün gelen baba kızı bir daha görmedim. Ağaca takılı kalan uçurtma lime lime olup iskeleti kalsa da tutunduğu yeri bırakmadı. Geçenlerde yine bir nöbet sırasında bahçede dolaşırken gözünü diktiği serçelerin peşinde çevik hamlelerle ağaca tırmanan tekir kediyi izlerken ağacın üstünde uçurtmadan geriye kalanları da kullanarak bir serçenin yuva yapmış olduğunu gördüm. Rüzgar yüzünden bizim tekir amacına ulaşacak kadar tırmanamasa da anne kuş yavruları için tedirgin olmuş yuvayı bir arada tutmaya çabalıyordu.

Ertesi gün nöbet defterinin eski sayfalarını karıştırırken, o baba ve kızıyla tanıştığım gün deftere “Nöbetim sırasında kayda değer olay gerçekleşmemiş, nöbetim olağan geçmiştir” şeklinde nöbet notu yazmış olduğumu gördüm.

Dr. Mehmet Uhri

3 Responses to “Nöbetim Olağan Geçmiştir”

  1. sebahatcinar diyor ki:

    Yazılarını okumak bana inanılmaz keyif veriyor.Eline ,beynine sağlık.

  2. Yuce Ayhan diyor ki:

    “Olağan” nöbetlerimiz böyle olsa hep…
    Kalemine sağlık

  3. Mustafa Sülkü diyor ki:

    Olağan geçtiğiğni sandığımız günlerde ayrıntı görmek ancak bir sanatçı duyaylılığı gerektirir.

    Dostlukla.
    Sülkü

Leave a Reply