Hemşire Gözüyle

hemayireler-gana-resimleri17 Ağustos 1999 depremi sonrasında çalışmakta olduğum hastaneye, deprem bölgesine yakın olması nedeniyle pek çok yaralı getirildi. Hastanede hızlı bir iletişim trafiği ile personel çağrıldı. Kısa sürede tüm kadrolar bir araya getirilerek tedavilere başlandı.

Pek çok hekim ve hemşire arkadaşımın evlerini ve çocuklarını bırakarak, çağrıyı bile beklemeden hastaneye koşmuş olduğu görülüyordu. Yaralılar, ambulanslar ile üçer beşer getiriliyor ve yataklar dolu olduğu için sedyelere yatırılıyordu.

Bu arada depremin boyutlarını giderek daha iyi anlamamızı sağlayan haberler gelmeye başlamıştı. Haberlere baktıkça depremin merkezi olan Kocaeli Gölcük ve çevresine yardım ulaştırmanın yollarını düşünüyorduk. Hastanemizden iki Genel Cerrah ve bir ortopedist arkadaşımız başhekimden izin alarak kendi araçları ile deprem bölgesine gittiler. Hastane, yanlarına sağlık malzemesi verirken hekimler de aralarında topladıkları parayla gıda maddesi aldılar.

Hastalarımızın ilk tedavileri yapılmıştı ve kritik saatleri atlatmıştık. Tedavi süreci başlamıştı ve zaman hastaların lehine çalışacaktı.

Tüm ilgimizi deprem bölgesinden gelen haberlere yöneltmiştik. Her gün hemşire arkadaşlarımızın önderliğinde personel para topluyor ve alınan gıda maddeleri deprem bölgesine ulaştırılmak üzere konu ile ilgili sivil örgütlere ulaştırılıyordu.

Daha fazla ne yapabiliriz sorusuna yanıt arıyorduk. Aklımız enkazın altındakilerde ve depremden kurtulup evsiz barksız kalanlardaydı.

Depremin üstünden 3-4 gün geçmişti. Hastanemizin başhemşiresi ile ayak üstü konuşuyorduk. Utana sıkıla bir şey söylemeye çabalıyordu.

- Doktor bey sizin çevrenizde tekstil işiyle uğraşan tanıdığınız var mı?

- Bilmem, bakarız. Sorun nedir?

- Depremde hastanemize gelen hastalar?

- Ne olmuş hastalara? Sanırım iyileşenleri çıkartmaya bile başladınız?

- Sorun da bu zaten, doktor bey…

- Hastalar enkazın altından çıkarıldıkları gibi hastaneye getirilmiş ve sıcak bir yaz günü olması nedeniyle pek çoğunun üzerinde elbise dahi yok. Pek çoğunun yakınını bulamadık. Paraları ve elbiseleri de enkaz altında kalmış. Çamaşır gereksinimini hastanenin hemşireleri kendi aralarında para toplayarak gidermeye çalışıyorlar. Ancak taburcu olacak hastalarımız için giyecek elbise çamaşır bulamadık. Bu konuda onlara yardımcı olabilir miyiz?

11Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Bizler deprem bölgesine yardımı düşünürken bulunduğumuz ortamdaki eksiği görememiştik. Hekimler olarak hastalarımızı iyileştirmekle görevimizi yapmış olduğumuzu düşünüyorduk. Ancak hastalar ile birebir ilişki kuran hemşire arkadaşlarımız bir adım öndeydiler. Onlar yaşanan felaketin insanların sadece sağlıklarını etkilemediğini yaşayarak görüyorlardı. Hastaların giyecek giysisi, parası, yardım edecek yakınları yoktu. Hekim olarak bizler onları sağlıklarına kavuşturup taburcu edecek ve pek çoğunu belki bir daha hatırlamayacaktık.

Ancak hemşireler için durum farklıydı. Onlar hastaların sağlık durumundan daha vahim olan gerçeği görüyor ve hastalarıyla hekimlerden daha iyi empati kurabiliyordu.

Bizler hastaya odaklandığımız için gözümüzün önünde duran sorunu görmüyorduk. Hemşire arkadaşlarımız ise insana ve onun çevresindeki diğer insanlara odaklandığı için sorunu kolaylıkla görebiliyorlardı.

O ana kadar haberlerde gıda, sağlık ve temizlik malzemesi gereksiniminden söz ediliyordu. Giysi gereksinimi aklımıza gelmemişti. Deprem bölgesindeki hastanelerde bizim yaşadıklarımızdan çok daha fazlası yaşanıyor olmalıydı. Konuyu bir yerel radyo aracılığı ile duyurarak ilgili hastanelerin başhemşireliklerine giysi yardımı yapılması gerektiği bildirildi.

Bu arada sorunu yakın çevremize iletmemiz bile bu konudaki körlüğün aşılmasına yetti. Çok kısa süre içinde ciddi giysi yardımı alarak sorunumuzu fazlasıyla giderdik. Yardım amacıyla gönderilen giysiler gereğinden fazlaydı. Öyle ki; 3 ay sonra yaşanan Düzce depreminde hastanemizden deprem bölgesindeki hastanelere ilk giden yardımlar artan bu giyecekler oldu.

Yaşanan deprem felaketlerinde pek çoğumuz kendimizi tanıdık. Hayatı sorguladık. Hepimiz mesleklerimizden arındığımızda temelde aynı canlıyı ?insanı? ifade ettiğimizi gördük.

Hekim olarak hastalarımızı dinliyor, tanı koyuyor ve tedavi etmeye uğraşıyorduk. Yaygın bir yanlış kanı olarak da hemşireleri bu konuda hekimlerin yardımcısı olarak görüyorduk. Halbuki hemşireler hastaların yardımcısıydı. Çünkü onlar karşılarındakini hasta değil, insan olarak değerlendiriyorlardı.

Pek çoğumuzun hemşire arkadaşlarımızdan alacağı dersler var. Sanırım bunların başında karşımızdaki kişiyi hasta olarak değil insan olarak görmek geliyor…

Dr. Mehmet Uhri

Not: Verdikleri insanlık dersi için Bakırköy Devlet Hastanesi?nin vefakar hemşirelerine teşekkürlerimle …

Leave a Reply