ENDÜLÜS NOTLARI-1 RONDA

rondo-4

Ernest Hemingway’in Çanlar Kimin İçin Çalıyor kitabının kaleme alındığı (1940) topraklardaydık.

Kitabı yıllar önce okumuş savaş ve savaşın anlamsızlığı üzerinden barış çağrısı içerdiğini düşünmüştüm. Yıllar sonra tekrar elime aldığımda kitabın içindeki bir cümleyi anahtar gibi kullanarak farklı alt metinlere ulaşabileceğini de fark ettim.

Kitapta geçen; “İnsan ada değildir. Bir başına bütün de değildir. Anakarada küçücük bir toprak parçasıdır. Eksilen her toprak tanesi ile bizler fark etmesek de koca kıta da eksilir. Ölen her insan ile eksilen insanlığın parçası olarak acı çekeriz. İşte bundandır ki sorup durma çanların kimin için çaldığını; senin için çalıyor.” Cümlesi anahtar olarak kullanılabilirdi.

rondo-1

Hemingway, İspanya iç savaşında geçen bu kitabı kaleme alırken ana karakteri Roberto’yu Abraham Lincoln tugayından seçmişti. Kitap, ABD’de güvenlik ve konfor içinde mutlu mesut yaşamak yerine insanlığın faşizm ile mücadelesine katkı sunmak amacıyla İspanya iç savaşında cumhuriyetçilerin yanında gönüllü görev alan ve yarıya yakınının hiç geri dönemediği çoğu eğitimli akademisyen 2800 kişilik Lincoln tugayından bir karakterin Segovia şehrine giden yoldaki bir köprüye sabotaj girişimini anlatmaktadır.

Savaşta yitirilen canlar üzerinden insanlığın değer yitimini, faşizmin insanı ezip aynılaştıran acımasızlığını dert edinip okyanus ötesinden mücadeleye katılmadaki diğerkâmlığın zaman içinde değişip dönüşen anlamını kaleme almıştı, Hemingway.

Dahası o yere göğe koyamadığımız, biri üzerine laf edecek diye ürktüğümüz ömürlerin dalgalara teslim olan kum taneleri gibi eksiliyor olmasının nasıl bir insani erozyona yol açtığını da işaret ediyordu.

Modern zamanların insanı merkeze alan tekilliğine, kendini ormanda ağaç gibi gören insanın kibrine sessizce itiraz ediyor ve hayat ormanının yaprağından öte olmadığımızı hatırlatıyordu.

Savaşın bir orman yangını gibi hızla yayıldığında hangi taraftan olduğunun veya haklı olmanın bile anlamsız kaldığını karakterlerin pişmanlıkları ile sezdirmeye çalışıyordu.

Öyle bir yangın ki, aynı ırktan, milletten, dinden hatta aynı aileden bireyler öldüresiye savaşıyor, esirleri kurşun israfını önleme uğruna acımasızca Ronda köprüsünden aşağı atmayı tercih ediyorlardı.

Hemingway yapıtı ile dünya savaşının ortasında Ronda’da iç savaştan yeni çıkmış ve geleceğe dair umutlarını yitirmiş bir toplumu anlatarak yitirilen insanlığı görünür kılmaya çabalıyordu.

rondo-2

Ronda, günümüzde turistik bir yer olarak boğa güreşleri ve Hemingway ile markalaşmış olsa da özellikle eski şehrin dar sokakları, kasvetli yapısı ve dağ başında herkesten her şeyden uzak halleri ile iç savaşta yitirilen insanlığı ve umutları da barındırıyordu.

İnsanlar gelip geçiyor, yaşanmışlıklar kalıyordu.

Üstelik bazı yaşanmışlıkların üzeri örtülüp unutturulmaya çalışılsa da şehrin dar sokaklarında ayağa batan bir diken gibi acısıyla kendini hatırlatıyordu.

Ronda’da o yeni köprüde durup kısa süreli de olsa o an ve sonrasından uzaklaşıp kurumuş Tajo ırmağının yıllar içinde oluşturduğu vadiye ve eski şehre bakıp geçmişin acılarını ayağa batan diken gibi hissettik.

Sonrasında ise menzilini kovalayan gezgin kimliğine bürünüp tekrar yola koyulmamız gerekti.

Tüm bunlara ek olarak Ronda’dan geriye belki bir damak tadı, bir esinti veya sokakta çınlayan gitar nameleri ile hatırlanacak anılar kaldı.

Sonra onlar da silikleşti.

Hâlbuki o köprüde çanların hepimiz için çaldığının farkındaydık.

Ah o kahrolası unutkanlığımız, ne de iyi geliyor…

Mehmet Uhri

One Response to “ENDÜLÜS NOTLARI-1 RONDA”

  1. Cengis Asiltürk diyor ki:

    Enfes bir yazı… Büyük bir duyarlıkla ele alınıyor, “..başkalarının iyiliği ve yararı için kendi yararına olacak şeylerden vazgeçme, fedakarlık yapma (diğerkamlık ya da altruizm /özgecilik).

    Duyarlı bir bakış açısıyla…

Leave a Reply