Elma Kurdunun Hayali

20140813_105658

.

İçine girmeye çalışan kurtçuğa bakıp ?bir sen eksiktin? dedi, elma.  Kurtçuk üstüne bile alınmadan kabuğun ince olduğu dip kısmından kemirip girebileceği kadar delik açtıktan sonra elmanın içine girmeyi sürdürdü. Elma durumdan rahatsızdı.

- Biri şuna dur desin! Yapma, rahat bırak beni huylanıyorum.

- Benim işim bu. Elma kurduyum. Burası da benim evim. Seni seçtim. Hani masallarda kurabiyeden, pastadan evler olur ya sen de benim masal evimsin.

- Yahu ben alt tarafı elmayım bırak beni. Erkenden çürüteceksin büyümeden çürüyüp düşecek toprağa karışacağım.

- Hepimiz o toprağa karışacaksak erkeni geçi ne fark eder. Bak şimdi bir aradayız. Tadını çıkaralım. Bizi bir araya getiren her neyse konuşturmayı da başardığına göre anlat bakalım nasıl bir ağacın meyvesisin? Seni yetiştirenler nasıl birileri?

Elma huylanmaya devam etse de yapacağı bir şey olmadığını görünce söylenmeye başladı;

- Adama, o kadar söylediler şu ağacı ilaçla diye. Bizimki bahçesindeki tek elma ağacını ilaçlamak istemedi. Neymiş kurdun kuşun da hakkı varmış.

- Hah işte bana onları anlat. Nasıl biri şu bahçenin sahipleri?

- Ne bileyim. Yalnız kaldığında kendini önemseyen, diğerlerinde farklı gören, başkalarının yanında sesi çıkmayanlardan, sanırım. Bence hepsi birbirine benziyor. Bir yanları şişik, gösterişli bir yanları ise hep ezik, ne yandan baktığına bağlı. Bizim ki de onlardan. Ne iş yapar bilmem, bahçeyle ilgisi daha çok oturup seyretmekten ibarettir. Dalında güzel görünüyor diye olgunlaşan elmaları toplamaz. İlaçlama da yaptırmaz. Neymiş organik olsunmuş. Gel bari toprağını da kendin gübrele tam organik olsun.

- Haksızlık etme gayet sağlıklı görünüyorsun. Onca elma arasında alımlı duruşuna bakıp seni seçtim. Yaprakların hastalıklı gibi görünse de hazır olduğunda gövdeyi, yaprakları, dalları dolaşıp larvalarımı her yere bırakacağım. Seneye sen ben olmasak da birileri bu muhabbete devam etmeli.

- Ya, git işine. Burada canı yanan bedeni kemirilen benim. Sen bulmuşsun kurabiyeden evi doyur karnını, gezin dur bakalım.

Elma kurdu merkeze doğru ilerlemeyi sürdürdü. Derinlerden ?çekirdeklerin de çok lezzetliymiş? diye seslenince elma feryadı bastı.

- Çekirdeklerimi bırak, onlar benim çocuklarım. Gün gelir filizlenir yetişir ağaç olur diye özümde tutuyor onca meyveyi çekirdeklerim için saklıyorum. Onlara dokunma.

- Tamam tamam, dokunmam. Bir süredir hiç sesin çıkmıyordu küstün zannedip yoklama çektim. Çekirdeklerin de ekşi geldi. Merak etme onlara bulaşmam.

- O zaman şimdi de sen anlat bakalım sen nasıl bir elma kurdusun. Nerden gelir nereye gidersin.

- Larva halindeyken muhtemelen bir kuşun gagasında veya rüzgarla sürüklenip bu ağaca tutunmuşuz. İlaçlama olmayınca kendimize yaşayacak alan bulup pupa ve kurda dönebilmişiz. Bizden öncekiler larvalarını ağaç gövdesindeki yarıklara yaprakların altına ve dallara dağıtmışlar. Bizler baharda yola koyulur pupaya döner kurtçuk haline gelip meyvelere dadanırız. Zordur işimiz öyle açıkta duramayız. Kuşlar örümcekler hep peşimizdedir. Larvalarımızı bırakacak kadar olgunlaşamamıza fırsat bile vermedikleri olur. Kurtçuk halindeyken elmanın içinde bile kuşlara yem olanımız çoktur. Halbuki günü geldiğinde her canlı gibi bırakırız kendimizi, işimiz bitmiştir ne de olsa. Öyle senin çekirdeklerin gibi büyüyecek ağaç filan olacak meyve verecek diye hayallerimiz de yoktur. Hayallerimiz bir elmanın içine girebilmek ve orada kalabilmektir. Başını sokacak bir evden fazlasını hayal bile edemeyiz. Çocuklarımızın da hayali budur. Bizler elma kurduyuz hayallerimiz bile bir adım öteden sonrasına gitmez.

- İlginç olan şu ki, bahçeye bakan ara sıra budayıp toprağı çapalayan adamcağız da aynen bu senin dediğini söyler durur. Derdi gücü ev alabilmektir. Başını sokacak ev alamamış olmaktan yakınır durur. Çocuklarına da ne yapıp edip ev sahibi olmalırı gerektiğini söyler. Başka hayali var mıdır bilemem ama derdi gücü senin gibi başını sokacak bir evden ötesi değildir. Sahi başka isteğiniz yok mudur? Ben biraz bizim ev sahibine benziyorum, sanırım. Onun gibi uçuk kaçık da olsa hayallerim çoktur ama bulunduğum yerden ayrılamamak, köklerimle toprağa bağlı kalmaktır sıkıntım. Senin gibi yarım yamalak da olsa gezip dolaşabilmeyi başka yerleri görmeyi çok isterdim. Bu duruma isyan eden, özgürce çekip gideniniz yok mu? Hiç olmadı mı?

- Olmuştur belki ama sonrasında ne olduğunu, hayallerine ulaşıp ulaşmadığını bilmeyiz. Giden gelmemiştir. Öte bir dünyadır bizim için bu tür hayaller. Bu konulara kafa yormamak öğretilmiştir. Elma kurduyuz ne de olsa, kafamız karışsın istemeyiz. Elma kurtları iş bıraktı doğa panikte diye bir haber okuduğunu düşünsene. Dedim ya; larvadan kurt haline dönüşebilenlerimizin hayali başını sokabilecek bir meyve evden ötesi değildir. Anlayacağın, sen olmasan ben de yokum.

dsc000431

Bu sırada başlayan yaz yağmuru şiddetlenince elma kurdunun açtığı delikten su girmeye başladı. Elma kurdu boydan boya elmanın içini geçip öte yanda da delik açtığı için içeri giren su elmanın içini doldurmaya başlayınca elma kurdunun tadı kaçtı.

- Ne oldu kurt kardeş o çok beğendiğin ev su almaya mı başladı?

- Dalga geçme suyun içinde çok kalamam dışarı çıkarsam yağmur alır götürür. Dışarıda da çok duramam kuşlara yem olurum. Sanırım yolun sonuna geldim.

- Dur hele sakin ol yağmur zayıflıyor.

Elma kurdu daha fazla dayanamayıp delikten önce kafasını çıkardı sonra suyun akıp gidebilmesi için tüm gövdesini dışarı çıkardı. Bu arada yağmur kesilmiş güneş yüzünü göstermişti.

- Maşallah iyi beslenmişsin. Girdiğin delikten çıkamayacak kadar irileşmişsin. Sana iyi bakmışım.

Elma kurdunun cevabını beklemeden yaklaşan serçeyi gören elma uyarmasa, kurdun yem olması işten değildi. Deliğine hızla giren kurdun peşinden gagasını sokup didikleyen serçe başarılı olamadı. Elma serçeyi rahatsız etmemesi için uyardı. Serçe ?yağmur yüzünden yuvamda ne varsa aktı gitti. Yavrularım yiyecek bekliyor” diye söylenerek deliğin başında bir süre beklese de kurt iyice içeri kaçmayı başarmıştı.

20140813_105646

Bir süre sonra alıştılar birbirlerine kurt semirdikçe elma güçsüzleşiyor kendi ağırlığını taşımakta zorlanıyordu. O sabah kucağında kedisiyle gelen ev sahibi ağacın dibine oturup bir süre kedinin sırtını okşadı. Kedi, belli ki alışkındı tepki vermedi.

- Yaa işte böyle kedicik. Babamdan kalan bu ev ve bahçeyi onca ayak dirememe karşın ellerinden kurtaramadım. Hiç olmazsa bahçe ve ağaçlar kalsın istedim ama dinletemedim. Çiçek açan ağaçlar polenleri yüzünden allerji yapabilir diye istenmiyormuş. Palmiyeler haricinde ne var ne yok kesilecekmiş. Yan bahçedeki iki erguvan ağacını lütfedip yerini değiştirme şartıyla kurtarabildik.

Kedi sesini çıkarmadan adamın kucağında oturmayı sürdürdü. Bizimki kafasını kaldırıp ağaca ve elmalara baktı. Ağacın gövdesini okşayıp babasıyla fidan halindeyken diktikleri günü anlattı. Sabırla büyümesini beklediklerini, çiçek açtığını görmelerine karşın babasının ağaçtan bir elma dahi yiyemeden öldüğü için o gün bu gün elmaları toplamaya kıyamadığından söz etti.

- Babam kurduyla kuşuyla, kelebeği ve böceğiyle olursa ektiğin ağacın hayrı olacağını, onların hakkının da gözetilmesi gerektiğini söylerdi. O zaman anlamazdım.  Bir de borç harç aldığı bu eve çok özenirdi. Eli hep üzerindeydi. Tamiratını geciktirmez, boyasını badanasını kendi yapardı. Başını sokacak evi olmasını önemserdi. Evinde olmaktan, bizlerin ve bahçesindeki ağaçların büyüdüğünü görmekten mutlu olurdu. Başka bir hayali de yoktu, bizim ihtiyarın. Ben onun gibi değildim ama buradan böyle ayrılıyor olmak ağrıma gidiyor.

Ayağa kalkıp ağacın yapraklarını okşadı. Gövdesine sarılıp bir süre öylece kaldı. Kedi ise kuşlara yaklaşabilmek için dallara tırmandı.  Kurdun kemirmesiyle güçsüzleşen elma kedinin dalları hareketlendirmesiyle daha fazla dayanamayıp koptu. Bizimkinin sırtına çarpıp yere yuvarlandı. Bizimki, yerden elmayı alıp başparmaklarıyla ikiye ayırdı. Kurtla karşılaşınca parmağının ucuyla okşadı. Elmanın çekirdeklerini ayıklayıp mendiline sardı. “Belki bir gün bir yerde ben de çocuğumla bu elma ağacını tekrar yetiştirmeye çabalar dedeyle torunu bir araya getiririm” dedi.

Kurt elmaya son kez baktı.

- Evim yuvam yıkılsa da hayallerimiz yola çıktı elma kardeş, direnmenin anlamı yok. Şimdi sıra kuşlarda. Bırakalım da nasiplensinler. Seni tanımak güzeldi. İyi ki çekirdeklerine dokunmamışım.

Elmanın cevap verecek hali kalmamıştı. Bizimki kedisini kucağına alıp son kez bahçeye ve evine baktı. Onların uzaklaşmasını sabırsızlıkla bekleyen kuşlar elma ve kurttan kalanlara hücum ettiler. İşlerini bitirip uzaklaşmalarıyla bahçe derin bir sessizliğe büründü.

Ev sahibini bir daha o bahçede gören olmadı. Bahçedeki sessizliğin yaklaşan iş makinelerinin kararlı gürültüsüne teslim olması için fazla beklemek gerekmedi.

Mehmet Uhri

Not: Üzerlerine tıklayarak fotoğrafların orijinal boyutlarına ulaşabilirsiniz.

One Response to “Elma Kurdunun Hayali”

  1. Önder Beytekin diyor ki:

    Sn. Dr. UHRİ

    Gerçekten güzel bir yazı.Çevremizi.tabiatı,Elma kurdu-Elma ve bahçe sahibi
    anlatan sözler diyaloglar çok öğretici.
    Tarm alanlarının imra açılması da anlamlı olarak belirtilmiş.Selam ve Saygılar
    Not.: Acaba DNA testlerimizi Türkiyede nerede yaptırabiliriz. Aile soyu bakımından
    Teşekkür ederim.

Leave a Reply