Duygular Şekilsizdir

973232b6-a603-464c-b4fe-3a87f8644af9Duygulandığımız anlarda kendimizi ifade etmede genellikle zorlanırız. “Çok duygulandım, duygularımı ifade edecek sözcük bulamıyorum” gibi sözler zırvalarız. Anlatmak zordur, duyguları.

Duygular şekilsizdir.

Duyguların biçimi ve sürekliliği yoktur. Rüzgar ile dalgalanan deniz gibi bazen sakin, çoğu kez kabarıktır. Deniz hep oradadır dalgalar ise rüzgarına göre gelip geçicidir.

İlk bakışta dalgalar gibi duygular da birbirine benzer görünür. İçten içe farklı olduklarını sezeriz ama anlatamayız.

Duygular özünde mantıktan bağımsız olarak belirir, kabarır bazen taşar ve sakinleşir.

Çoğu kez bizleri harekete geçiren duygularımızdır. İlk ve ani tepkilerimiz hep duygusaldır. Arabaların 1. vitesi gibi bizi harekete geçirir ancak sürekliliği yoktur. Vitesi değiştiren ya da frene basıp durduran ise mantığımızdır.


Mantık ise akılcıdır.


Kavramları mantığımızla aktarmak kolaydır. Sürekliliği vardır. Şekli şemali, önü arkası olmak zorundadır. Genellikle harekete geçirmez hatta çoğu kez harekete geçmeye engel olur.

Eylemin sürekliliğini ve tutarlığını sağlayan mantığımızdır. Bu nedenle mantık şekilcidir.

Anlatılması, aktarılması, paylaşılması kolaydır.

Duygular ise şekilsizdir.

Anlatmak, aktarmak, paylaşmak yere, zamana, insana hatta aynı insanın farklı zamanlarına göre bile değişkenlik gösterir.

Hayat ise duygularımız ile mantığımız arasında salınır.

Dengenin nerede olduğuna bağlı olarak şekilci, kuralcı ya da dağınık bir hayatımız olur. Kimimiz mantığını hayatı yönlendirmede kullanırken, kimimizin yaşamı duyguların egemenliğinde şekillenir. Bazılarımız ise her iki uç arasında gidip gelmeler ile dalgalı bir hayat sürer.


Üstelik mantık ve duygu arasında geçimsizlik de söz konusudur.


Duygusal yanına kızıp mantığı ile duygularını kontrol etmeye, biçimlendirmeye çabalayan olduğu kadar duygusal tepkilerine mantıklı açıklama bulup kendince kabul edilir kılmaya çalışanlarla da sıkça karşılaşırız. İtiraf etmesi zor olsa da muhtemelen kendimiz de onlardan biri oluruz.


İçimizdeki sorumsuz, yaramaz çocuk gibidir, duygularımız.


Çocuğunu adam etmeye uğraşan anne baba da mantığımızdır, sanki.

Erdem ise duygular ile mantık arasında kurulan dengedir.

Uçlarda salınsa da şekilsizlik, ifadesizlik ile akılcılık arasında kurulan dengedir, erdem.


Ve o erdem ki, kişiliğimizin aynasıdır.


Hayatı denge arayışı olarak görmek yerine duygulara ya da mantığa yönelme ise insanın zayıf ama güzel yanıdır.


İnsanı insan yapan, hayata güzellik katan duyguları mantığa, mantığı duygulara bulandırma eğilimidir.


İşte bu nedenle dünyanın tüm nesnel gerçekliğine rağmen duygular şekilsiz olmak zorundadır.

Ve yine aynı nedenle insanın olduğu yerde duygular dalgalanacak, rüzgar olduğu sürece dalgalar hep olacaktır.

Mantığımız ise dalgalanan duyguları taşıyan, rüzgarını arayan denizimiz olarak kalacaktır.


Böyle bir hayatta ise tek gerçek, rüzgardır.


Ve ne rastlantı ki, o da şekilsizdir.


Mehmet Uhri

Leave a Reply